DİLHAN,
BELGESEL NEHİR ŞİİR KİTABI
BASIN BÜLTENİ
‘Uzan Dilhan şöyle dizimin
dibinde
Memleketimin mavi sabahından özet geçeyim’
dizeleri,
yaşadığımız çağın sosyo-politik, psiko-sosyal ve felsefi görünümü üzerinde
geniş açılı bir gezintinin öncüsü oldu. Bu coğrafya ve çağımız, sanata yataklık
yapan öylesi bir ortam ki şiir belgesel nehir şiire dönüştü…
(…)
Gönül çalmak değil işimiz Dilhan
Koşumsuz atları çayıra salmak da
Şiir
bir sanatsa eğer
çağın kıvancını, utancını
Makamında dört başı mamur ağırlamak.
Bakma sen ucu sivri dizelerime
İğneyle kazdığımız dipsiz kuyudan
Vargeller
hep üstümüzdeydi,
biraz da ağırlığından.
(…)
Kitap, yaşadığımız çağın bana yansıyan özet görüntüsüdür. Şiiri politize etmemek ve dilsel şiddete düşmemek için, yaşanagelen olay ve olguların bana yansıyan görüntüsünü olabildiğince şiir tekniğine uygun kurgulamaya özen gösterdim. Ne var ki bu coğrafyanın güncel durumu öylesine kanayan bir yara ki ister istemez Dilhan, sorunların duyarlı yanlarına gidip gidip saplandı. Ortamın ağır havası, şiirin dekoruna dönüştü.
Dil sanatlarında
amaç, var olan ya da duyumsanan duygu, olay ve olgulara sanat diliyle estetik
değer yüklemektir. Bu nedenle; şiirsel anlatım, anlamsal çerçeve, imge kurgusu
ve ses dengesi gibi şiir tekniklerini olabildiğince uygulamaya çalıştım. Yaşanan,
duyumsanan ve duyarlı alanların arasında bir denge kurdum kanısındayım. Gerçeklikle
çelişmemek için, şiirde karamsar görüntüleri yoğun olarak öne çıkardım; bunun bilincindeyim.
Bunca deneyim, bilgi, birikim ve tanık olduğum veriler gereği, olay ve olgulara
karamsar yaklaşmam ya da öyle duyumsamam normal bir durum olmalı… Ancak ne
olursa olsun umut, her zaman diri ve şahlanmaya hazırdır.
(…)
Korkma Dilhan zaman ilaçtır;
taş
gediğini bulur,
Felsefe uygun, temel sağlam;
çağ ışığını her türlü
alır…
(…)
dizeleriyle, içinde
bulunduğumuz durum ne olursa olsun sonunda insanın, en doğruyu ve uygulanabilir
olanı bulacak olmasıdır.
Sözcük cimriliği,
elsiltili anlatım ve sapma gibi şiir teknikleri en az düzeydedir. Duru bir dil
kullanılmıştır. Sanatın gereği olan anlatım biçimini yakalamaya yönelir. İmge
kurgusu, çağın iz bırakan belirli olay ve olgularının derinliklerine yaslanır. Çağdaş
bir gelecek algısını üstü örtük şekilde önerir… Gerçeği, süregelen olgu ve
olayların içinde arar.
Yazdıktan sonra gördüm ki Dilhan, dönemin psiko-sosyal ve sosyo-politik ortamını boy aynasına koyan belgesel bir nehir şiir olmuştur. Bu özelliğinden dolayı, sahne sanatlarında da kullanılabilir düşüncesiyle; konu, içerik, süreç, bütünlük, bağlaşıklık, tutarlılık, ritim, ezgi ve şiirsel akışa özel önem verdim.
Gelecek kuşaklara
güveniyorum. Her kuşağın; bilgi, birikim, coğrafya ve zamana bağlı kendine özgü
yaşamı tutuş ve ortaklık ediş biçimi vardır. Buna benzer ve bundan çok daha iyi
şiirler yazacaklardır. Bugün ne kadar çabalarsak çabalayalım, güncel durumu
okuyabilme ve görebilme yeteneğimiz neyse sonuç onunla koşuttur. Ne var ki
bizim kuşağımız, kuralların içinden sıyrılıp özgür bir dünya algısını henüz
içselleştirememiştir. Düşüncesini dile getirirken bile, bir yanıyla korku ve
tereddüt yaşayan; bunun da, son derece normal olduğunu varsayan bir yaklaşım
içindedir. Son kuşaklar, bu tür yaklaşımı kıracak dünya görüşüne sahiplerdir.
Dilhan, ortalama iki
bin dört yüz dizeye ulaşmış ve yayımlanmış olmasına karşın bitirilmesi olası
olmayan bir şiir olduğunu, sürdürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Gelecek kuşaklar
sürdürür umuduyla Dilhan’ı şu dizelerle sonlandırdım. Ayrıca, olanağım olduğu
sürece şiire yeni dizeler ekleyeceğim…
(…)
Kuşkum yok yerini alır ardılı, alacak
Yapılır,
yapılacak bu toprakların oratoryosu
Çıkarılacak
densiz çağın özeti
İsterim;
yapılsın, yazılsın
gönenmişi, içlisi, bitimsizi;
yanmadan,
yıkılmadan,
sarılıp, savrulmadan…
zamanım
gibi
Korkudan, kaygıdan,
Hukuksuzluktan
umutsuzluktan
değil;
Sevinç yüklü
gümrah
duygudan…
(…)
Bir coğrafyanın felsefesini kavrayıp
stratejik bir gözle betimleyip aktaran geleceğin yazar ve şairlerine şimdiden
selâm olsun… Sözü şiire bırakıp
Dilhan’ın son birimlerinden biriyle bitirelim bülteni.
(…)
Kuruluş felsefesine
kumpaslar kurulsa da
Darbe bahanesiyle darbe üstüne
darbeler vurulsa da
Demokrasi kılıcıyla mistik yetmeler
yağlı dünyaya sürülse
de
Uğruna verilen canlar,
Cayır cayır yanan ormanlar
Tabut arkasından ağlayan
Bu analar
bizim.
Süsleyip bezesek de,
Her tür
suçu öteye sektirsek de
yoksulluğu erdem, karayı beyaz göstersek de
Kuyruğumuz dimdik, kaşığımız apak görünsek de
Bir lokma ekmeğe,
Bir çuval kömüre muhtaç bu insan
Elma gibi eşeleğinden çürüyen
Bu
devlet bizim.
Yer yerinden oynasa,
gök başımıza çökse
Aklımıza omuz verdik,
uygarlık yolundayız Dilhan
Haydi yürüyelim;
“Sert adımlarla her yer inlesin[1]”
“Bu
memleket bizim[2]”
Not: Bağlantılardan kitaba
ulaşabilir, okuyabilir ya da indirilebilirsiniz.
Sosyal medya
hesaplarımdan kitabı indirip okuyabilirsiniz.
[1]
A.Ulvi Elöve’nin Gençlik Marşı şiirinden alınma
dizedir.
[1] Nazım Hikmet’in Davet şiirinden…
https://www.facebook.com/groups/1599953170100351/files
"SAF
SANATTAN İNSANA, ŞİİR ÇÖZÜMLEME TEKNİĞİ VE ŞİİR ELEŞTİRİSİ” İSİMLİ E-KİTABIN
BASIN BÜLTENİ...
“Saf Sanattan
İnsana, Şiir Çözümleme Tekniği ve Şiir Eleştirisi” isimli kitabım, sanatın neden
sanat onuru içinde sanatsal tutumla sürdürülemediğinin altında yatan
gerekçeleri ortaya dökmeye çalışır. Sanat, sanatçı, okur ve ortamı alışılmadık
bir perspektiften görmeyi dener ve bilgiye dayalı sıra dışı önerilerle
karşınıza çıkar. Ayrıca, sanat ve sanatın algılanma biçimi ile sanat ve insan
arasında olması gereken ilişkinin niteliği ele alınır ilk bölüm boyunca.
İnsanın sanat üretme gerekçesinden sanatın amacına, sanat dönemlerinden sanat
eğitimine kadar pek çok alanı sanat bilimi ile diğer bilimler ışığında irdeler.
Bu arada sanatsal ve yaşamsal deneyimlere de dayanarak şiire ve sanata yönelik
yeni öneriler ileri sürer. Bunun yanında sanatçıların, süreğen içsel ve sosyal
yaralarını görüntüye taşıyarak çözümüne ilişkin verileri incelemeye çalışır.
Saf imgelemden saf sanata ve saf sanattan daha duyarlı, estetik kaygısı gelişmiş insana varışın önünde duran sorunların izdüşümü resmedilir. “Tam insan”a ulaşmanın sırrının “Sevgi Eğitimi, Duygu Yönetim Eğitimi ve Sanat Eğitimi”nde gizli olduğunu açamaya çalışır okurlarına…
Kitabın ikinci Bölümü, Şiir Çözümleme Tekniği’ni ele alır. Bu teknik, şiirin varlık katmanlarını inceleme esasına dayanır. Şairin imgelem sürecinden şiiri yaratışına, şiirin okurda yarattığı en son erekten gelecekte iletisindeki devinime ve şiire artı değer katan tüm unsurlara kadar toplam şiirsel süreci kapsar. Şiirin iç organları dâhil, şiirin canlılığını ilgilendiren tüm elemanlarını işlevleri ile birlikte görüntüler. Tıpkı dünya ve yaşamın belirli ruhsal ve fiziksel katmanlardan oluştuğu gibi, şiir sanatı da kendine özgü katman yöntemi üzerinden incelenir. Bunun yanında, şiirin kurgusu, şiir dili tekniklerini ve şiirin okurla karşı karşıya gelmesinde ortaya çıkan etkiyi açıklamaya ve daha nesnel sonuçlara ulaşmaya çalışır. Diğer taraftan bir şiirin ne olup olmadığı, nasıl yazıldığı gibi sorulara ayrıntılı art alan bilgisi sunar.
Şiir sanatında var olan katmanların çözümü ve bu katmanların açılımından daha önce dillendirilmemiş iki kurama ulaşılır. Bunlar; “Rastlantısal Anlam Kuramı, Çağrışımsal İmgelem Kuramı’dır.
Kitabın üçüncü bölümünde “Eleştirmen ve Şiir Eleştirisi” ele alınır. Dinsel ve ideolojik taraftarlık veya ekonomik zorunluluk gibi zihin baskı yöntemlerini aşmış, tarafsız, bilimsel donanımlı, özgür ve özgün eleştirmen arayışına çıkar ve şiir dünyasında daha nesnel bir eleştiri sisteminin nasılına yanıt bulmaya çalışır. Şiir Çözümleme tekniği esasları çerçevesinde Katman Edebiyat Eleştiri Kuramı’nı öne sürer. Ayrıca eleştiri ve eleştirinin eleştirisinin, çağımız sanatsal gelişim ve dönüşümleri için artık bir okul niteliğine kavuşması gerektiğini savunur.
Bunlar; sadece şiir ve dil sanatları için temel çözüm ve eleştiri yöntemini oluşturmaz; aynı zamanda yaşamsal bir dünya fotoğrafı ile sanatsal bir dünya görüntüsünü ortaya koyar. Ek olarak tüm sanatların çözümü ve eleştirisi için temel bir yaklaşım oluşturur. Ayrıca Dünya ve Türk sanatında, özellikle şiirinde yıllarca tartışma konusu olmuş konuları magazinsellikten çıkararak bilimsel bir yaklaşımla açıklık getirir ve yeni öneriler ileri sürer. Okuyacağınız kitap sadece Türk sanatına değil; dünya sanat literatürüne kazandırılması gereken teknik, öneri ve kuramlar içeren ayrıntılı bir çalışmadır.
Kitap, Şiir Çözümleme Tekniği’ni ele alır. Bu teknik, şiirin varlık katmanlarını inceleme esasına dayanır. Şiirin iç organları ile şiirin canlılığını ilgilendiren tüm ögeleriı işlevleriyle birlikte görüntüler. Bunun yanında, şiirin kurgusu, şiir dili tekniklerini ve şiirin okurla karşı karşıya gelmesinde ortaya çıkan etkiyi açıklamaya ve daha nesnel sonuçlara ulaşmaya çalışır. Diğer taraftan bir şiirin ne olup olmadığı, nasıl yazıldığı gibi sorulara ayrıntılı art alan bilgisi sunar.
Bu arada, daha önce dillendirilmemiş iki kurama ulaşılır. Bunlar; “Rastlantısal Anlam Kuramı, Çağrışımsal İmgelem Kuramı’dır.
Kitabın üçüncü bölümünde “Eleştirmen ve Şiir Eleştirisi” ele alınır. Şiir Çözümleme tekniği esasları çerçevesinde Katman Edebiyat Eleştiri Sistemi’ni öne sürer. Ayrıca eleştiri ve eleştirinin eleştirisinin, çağımız sanatsal gelişim ve dönüşümleri için artık bir okul niteliğine kavuşması gerektiğini savunur.
Sonuç olarak kitap, sadece şiir ve dil sanatları için temel çözüm ve eleştiri yöntemini oluşturmaz; aynı zamanda yaşamsal bir dünya fotoğrafı ile sanatsal bir dünya görüntüsünü ortaya koyar. Bunlara ek olarak tüm sanatların çözümü ve eleştirisi için temel bir yaklaşım oluşturur. Okuyacağınız kitap sadece Türk sanatına değil; dünya sanat literatürüne kazandırılması gereken teknik, öneri ve kuramlar içeren ayrıntılı bir çalışmadır.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder